4 Mayıs 2012 Cuma

Bir Become a Legend Hikâyesi (PES 2010)





Fransa Liginin gelişmemde en iyi yer olduğunu düşünerek Ligue 1 ekiplerinden "Union Sportive de Boulogne-sur-Mer Côte d'Opale" (US Boulogne) takımıyla 150p karşılığında anlaşma imzaladım. 



FRANSA LIGUE 1


İlk sezon (09-10) US Boulogne takımıyla Ligue 1'de 39 maça çıktım ve 13 gol 4 asist ile oynadım. Takımın ligi 4. bitirmesinde büyük katkım oldu. Aynı sene Fransa Kupasını ise Boulogne takımı ilk kez müzeye götürdü. Kuzey Denizi'ne açılan Manş Denizi kıyısındaki Boulogne şehri ayağa kalkmıştı bu başarıyla. Futbol kamuoyu ise Selim Turan ismini daha yeni duymana başlamıştı.


Ligue 1'deki performansım milli takım teknik heyetinin de dikkatini çekmişti. 2010 Dünya Kupasında Milli Takım'a çağırıldım. Bu inanılmaz bir duygu idi. Türkiye gruplardan çıkamamış olsa bile grubun son maçında (Almanya daha sonra Final oynayacak) Almanya'ya ilk 11 de mücadele etmiş olmam bayağı bir tecrübe kazanmamı sağladı. Nitekim kaydettiğim 2 asist ile adımı milli kadroya sağlam şekilde kazımış oldum.


US Boluogne takımıyla 750p karşılığında sözleşmemi 1 sene daha uzattım. Ligue 1'de Son Şampiyon Bordeaux tekrar favori gösteriliyordu. Fakat Selim Turan'lı Boulogne'un sezona fırtına gibi başlamasının ardından, ligdeki tüm hesaplar çöpe gitmiş, Kuzey Denizi'nin fırtınalı havası Ligue 1'de hissedilmeye başlanmıştı.


10-11 sezonunda US Boulogne takımıyla kaydettiğim; 57 maçta 50 gol, 20 asist, bırakın Fransa'yı Dünya genelinin seviyelerinin çok üzerindeydi. Bu performans neticesinde Boulogne tarih yazıyor, Ligue 1'i ve Fransa Kupasını kimseye kaptırmıyordu. Sezona koyulan son nokta ise dünyanın en büyük takımı olan Real Madrid'i devirip Avrupa Ligi kupasını müzemizin en güzel köşesine koymamızdı hiç süphesiz.


Fırtına gibi bir sezonun ardından Chelsea kapıyı çaldı ve 1860p karşılığında 1 senelik sözleşme teklif etti. Gelen tekliflerin arasındaki en cazip olanı buydu. Sözleşmeyi imzaladım ve Chelsea günlerim başlamış oldu.


İNGİLTERE PREMİER LİGİ


Chelsea'ye transfer olduğum günlerde İngiltere'de Arsenal fırtınası esiyordu. Rooney'li Fabregas'lı Huntelaar'lı ve bir o kadar daha iyi futbolcuyla donanmış kadrosuyla şampiyonluk yarışındaki en ciddi rakibimiz olarak görünüyordu. Nitekim öylede oldu. FA Cup çeyrek finalinde Arsenal'e elenmemizin ardından ligde fırtına gibi esmeye başladık. Artık iki kulvar kalmıştı. Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi. 2011-2012 sezonundaki insan üstü performansım neticesini vermişti. 44 golle Krallığımı ilan ederken, sezon toplamında 54 maçta 62 gol, 10 asist yapmış kazanılan Premier Lig ve Şampiyonlar ligi kupalarında büyük söz sahibi olmuştum. Şampiyonlar ligi finalinde rakip Arsenal'den FA Cup'ın intikamı alınmış görülüyordu.


Ligler bitmişti fakat şimdi Avrupa Şampiyonası zamanıydı. Milli Takım ile şampiyonadaki 6 maçtada 6 gol ve 3 asist yaparak Türkiye'nin Avrupa şampiyonu olmasındaki ana rollerde boy göstermiştim. Gerçekten muhteşem bir sevinç idi. Bosna'dan Pakistan'a herkes sevince haklı boğulmuştu.


Şampiyona ardından Chelsea ödediği miktarı 3440p'ye çekti. Bende Real Madrid'i reddedip, düşünmeden sözleşmeye imzayı koydum.


2012-2013 sezonu Chelsea'nin hakimiyeti; Selim Turan'ın 53 maçta, 55 gol, 13 asist performansı neticesi ile tekrar Premier Lig şampiyonluğuna uzanmasıyla devam etti. FA Cup'ta ise son söz halen söylenmemişti. Chelsea Finalde rakibine boyun eğerek kupa törenini ancak izlemekle yetindi. Şampiyonlar Ligin'de ise rakip tekrar Arsenal'di. Chelsea FA Cup acısını tekrar Şampiyonlar Ligi kupasıyla telafi etmiş. Taraftarlarının beklentilerini boşa çıkarmamıştı.


Acısıyla tatlısıyla bir sezon daha geride kalırken Selim Turan'ın peşinde ise bu sefer 5000p teklif ile Manchester United ve Barcelona bulunmaktaydı. Selim Turan aslen Manchester United taraftarı olduğu biliniyordu fakat 2 sezon İngilterede oynadığı için İspanya'nın havasının daha değişik gelebileceğine inanarak, FC Barcelona'nın teklifini kabul etti.





Avrupada Yılın Futbolcusu Ödülü Chelsea (2 kez 2011-12, 2012-13)





Dünyada Yılın Futbolcusu Chelsea (1 kez 2012-13)


İSPANYA LA LİGA


FC Barcelona günleri biraz sıkıntılı başladı. La liga'da ilk haftalarda hep yedek başlıyordu. Teknik Direktör'ün tam olarak sistemi oturmamıştı ve gözüne girmekte gerekiyordu. Tam bu döneme rast gelen bir Copa Del Rey müsabakası tam bir kaos yaşattı. Rakip Real Madrid'ti ve ilk maç Santiago Bernabeu'da idi. Maça çok iyi başlayan Real Madrid arka arkaya golleri sıraladı. Maçın 70. dakikasında Selim Turan oyuna girdiğinde skor 6-1'di. Hakem düdğü çaldığında tabelada 8-1'lik skor yazıyordu. Bernabeu tribünleri yıkılıyor Barcelonalı futbolcular büyük bir üzgünlükle soyunma odasının yolunu tutuyordu. MARCA gazetesi başta olmak üzere tüm dünya basını Barça'nın çöküşünü yazıyordu.


Çalkantılı dönem Barçayı ligde 14. sıraya kadar geriletmişti. Teknik heyetin kafasındaki ilk 11'in oturması ve Selim Turan'ında artık as kadroda yerini bulmasıyla takım şaha kalktı.


Copa Del Rey'deki 8-1'lik şokun ardından rövanş maçı gelip çattı. Bu sefer maç Camp Nou'da 90 bin Barça seyircisinin önündeydi. Real Madrid'in tek bir güvencesi ilk maçta attığı 8 goldü. Selim Turan düşük kondisyon ile başladığı maçta tam 5 gol 2 asist yapmış maçta Barça gol olup yağmıştı. Dakika 80'de oyundan alınan Selim Turan oldukça sinirli bir şekilde soyunma odasına gitmiş, maç 10-3 bitmişti. toplam skorda 11-11 eşitlik yakalanmasına rağmen Real Madrid'e turu deplasmanda atılan 3 gol getirmişti. Fakat Barça taraftarı futboldan oldukça memnun kalarak geleceğe emin bir şekilde bakmaya başlamıştı.











Copa Del Rey'in acısı ligde Real Madrid'i 7-2 yenerek çıkarıldı.


Selim Turan'lı, Messi'li, İbrahimoviç'li, Henry'li, Xavi'li Barça ilk Yarı bitiminde liderlik koltuğuna 10 puan farkla oturdu. Kimse bu derece bir geri dönüş beklemiyordu.


Devamı gelecek...


La Liga ve Şampiyonlar Liginde Barça fırtınası...
Selim Turan 2014 Dünya Kupası Yolunda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder